ÇOCUĞUN İKİ EBEVEYNİNİN DE SOYADINI KULLANABİLECEĞİNE İLİŞKİN AİHM KARARI- 28/07/2022

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nde (AİHM) görülen, kendi davası olan Ünal-Tekeli/Türkiye Davası emsal karar olma özelliği taşıyor. 1996’da evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam etmek için dava açan Ünal’ın davası reddediliyor ve 1997’de yasada yapılan bir değişiklikle eşin soyadıyla birlikte kendi soyadını da kullanma hakkı getiriliyor.

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi tarafından Temmuz 2022’de paylaşılan sekizinci periyodik raporda ( CEDAW/C/TUR/8 ) ‘köklü ayrımcılık klişelerin devam etmemesi gerektiği, toplumsal rollerin, ailenin bu konularda esnetilmesi gerektiği’ yönündeki maddelerin taleplerini destekler niteliktedir.

  • 24. Komite, köklü ayrımcı klişelerin devam etmesinden ve Taraf Devletin, kadınların ve erkeklerin aile ve toplumdaki rolleri ve sorumluluklarına ilişkin, kadınların anne ve eş olarak geleneksel rolünü aşırı derecede vurgulayan ve dolayısıyla bu rolü zayıflatan resmi açıklamalarının devam etmesinden endişe duymaktadır. Kadınların sosyal statüsü, özerkliği, eğitim fırsatları ve profesyonel kariyerlerinin yanı sıra kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin altında yatan bir neden oluşturmaktadır. Devlet yetkilileri ve toplum içinde ataerkil tutumların devam ettiğini ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin yerini giderek belirsiz bir şekilde tanımlanmış bir “cinsiyet adaleti” kavramının aldığını endişeyle kaydeder.
  • 25. Komite, önceki tavsiyesini (CEDAW/C/TUR/CO/7, paragraf 29) hatırlatarak, Taraf Devlete, kadınlara karşı ayrımcılık yapan ataerkil tutumları ve klişeleri ortadan kaldırmayı amaçlayan kadın haklarına ve güçlendirmeye dayalı kapsamlı bir strateji benimsemesini tavsiye etmektedir. Bu tür önlemler, sivil toplumla işbirliği içinde, halkı eğitmek ve ayrımcı klişelerin kadınların insan haklarından yararlanmaları üzerindeki olumsuz etkileri konusunda farkındalığı artırmak için her düzeydeki çabaları içermelidir.